Wednesday, September 17, 2008

ski!! (olacak o kadar duyarlılığında post)





burası ÇOK acayip bi yer arkadaşlar. dışarda nefes almayı imkansız kılan bi sıcak, ve göz gözü görmez bir kumfırtınası varken alışveriş merkezlerinin içi konfor seviyesinin az altında oluyor.  bi alışveriş merkezi'ndeyse (mall of emirates) eksi derecelerin korunduğu büyük bir alanda yapay kayak pisti kurulmuş.  daha önce duymuşsunuzdur ama sinkur kardeşimin sırtından bakma olasılıgı bulamadığınızı tahmin ediyorum.  bu dipsiz bucaksız zenginliğin karşısında da inşaat işçilerinin hayatlarının "be careful we need you!" mottosuyla garantiye alınmaya çalışıldığı korkunç bir ırkçılık ve sömürü olduğunu görüyorum.  koca şantiye, enorm çöl Dubai'den şu an için bu kadar.  her nerede yaşıyor ve yaşatılı...

görgüsüz kadın




İstanbul'da bitmek bilmeyen yol kazı ve tamiratından şikayet ederdim. dünya kocaman bir kül tablası diyerek sigaramı sokakta söndürürdüm, şimdiyse hayat bana "Dubai koca bir şantiye..." deme tecrübesini bahşetti.  ramazan boyunca burada sokakta değil sigara içmek yanında doggybag taşımanın bile tehlikeli olabileceğini öğrendim.  hikayenin bu kısmını daha sonra detaylandırmayı düşünüyorum fakat henüz sokaklarında ancak baretle yürüyebileceğiniz binamın çevresinin fotoğraflarını şimdi paylaşıyorum.  yukarıda "jumeirah lake towers" kompleksindeki binamın 36. katından manzarasını görüyosunuz. ayıptır söylemesi aynı zamanda havuz katı olan terasımızın ufak havuzunu da burda sizlerle paylaşmakta bir beis görmedim.  yüzdüm evet...  

karalar daha kara


Birlesikarapemirlikleri Dubai'de ilk kara tecrübemi havaalanında bir "lokal"le yaşadığım sürtüşme sonucu iki saatlik "you'll wait!" açıklamalı bekletilmem sayıyorum.  Gurbetteki ikinci günümde bir süpermarkette rastladığım siyah yumuşatıcı şişesinin fotoğrafını çekerken aklımdan yukardaki başlık geçiyordu. Okumakta olduğunuz blogun başlamasnı sağlayan bu kara şişeye teşekkürü borç bilirim...